17 Kasım 2010 Çarşamba

"eski"meyen bayramlar

yok yok ben öle herkesin bahsettiği gibi "eski eski bayramlardan bahsetmicem" ben kendi "yeni eski" bayramlarımdan bahsediyorum burda.

Bu ikinci bayramım evimden ve yurdumdan uzakta geçirdiğim,tam da sıradan gelmeye başlamıştı bayramlar bana buraya gelmeden önce,öyle büyük heycanlarla beklemez olmuştum artık.O yüzden bi bakıma buraya gelmem iyi oldu diyebilirim.Benim eski bayramlarımda yenilere anlatılcak şeyler pek yok malesef hatta tek bir kelime var sadece o da"birliktelik" aslında.Esasında amacı bu deil midir zaten bayramların "birlikte olmak".Gördüğün insanlar çok farklı değildir aslında her zaman gördüklerinden,ama işte birşey vardır bu sefer hepsinin yüzünde,oda tebessüm.Birinin bir derdi varsa bu sefer seni gördüğünde ondan bahsetmez,her zaman gördüğün huysuz komşuna bu sefer o kadarda sert bakmassın ona da bir tebessüm edersin mesela,ya da evdeki misafir gelicek telaşı bile ayrı bir güzeldir o günlerde.Evet belki toplum artık dedelerimizin eski bayramlarındaki gibi değil,o şekilde de olmaz birdaha ama biz bir şekilde "birliktelik" duygumuzu kaybetmessek, işte ozaman belki bizimde bayramlarımız ya da "eski bayramlarımız" yeni yüzlerde tebessüm yaratır.Mutlu bayramlar...:)

7 Kasım 2010 Pazar

Nem alacak felek benim

aslında ben hep otobüs şoförü olmak istemiş biriyim,neden reklamcılık okuyorum halen bilmiyorum,neden bu külfetli işte var olmak istiyorum neden bu reklamcılık denen "fikir fahişeliği" ni yapmak istiyorum?.Bazen kendimle reklam ajanslarında çalışan insanları kıyasladığımda "hayır" diorum ben bunu yapamam,o kadar rahat bi insan deilim bikere,biraz kuralcıya kaçıyorum.Sonra düşünmeden edemiyorum mezun olduktan sonra ne yapcam acaba die,elimde bi tane diploma ya sonrası?sonrası tam bir bilinmezlik,insanlar birbirlerini şurda staj yap tanıdık biri var,buraya başvur gerisini ben hallederim laflarıyla bu sektöre monte ederken,kuralcı birinin bu sektörde işi ne acaba?

bide malumumuz şimdi interaktif medya denen bişey var,neyi kazısam altından o çıkıyo,saniyesi saniyesini tutmuyo,sonra sen gel o mecranın fırsatlarının neymiş die kafa patlat,insanlara nasıl kendi dediğime inandırırım diye uğraş falan filan,bu işler zor işler,nasıl işler hala bilmiyorum.Gerçekten iyi olanların var olduğu bi sektör mü yoksa "gerçekten iyi yaa" olanların var olduğu bi yermi,yani aslında reklamcılık kendi reklamını yapar mı?

ben bu bölüme girerken vakıf üniversitelerinin dışında 2 tercih hakkım vardı reklamcılık için şimdi bisürü olmuşlar herbirisi teoride aynı şeyi öğretio,belki imkanları da birbirine çok yakındır bilmiyorum,ama şu kadarını biliyorum bu kadar insan mezun olduktan sonra bir birinin önüne geçebilmek için her türlü yola başvurur.Emniyet şeridini kullanmak dahil!

bazen soruyolar yani şimdi sen mezun olunca ne olcan die,tabelacı olcam diyorum anlasınlar diye,
1.5 senem kaldı bunların cavabını öğrenmek için o yüzden;

gelin hepsini unutalım,binelim otobüse gezelim...orta kapı tamam devam et kaptaaaaann....