19 Kasım 2011 Cumartesi

Birbirini Sevmeyenler Ülkesi

Zamanın birinde kralın biri insanlarından birini yanına çağırıp " sen bu ülkeye benden sonra gelecek yeni kral olacaksın ama söylediklerimi yapman gerekiyor" demiş.Yoksul ve sıradan hayatından bıkmış bu adamın gözlerinin kömür içindeki elmasın parladığı gibi parlaması kralı bu adamın aradığı adam olduğu konusundaki düşüncelerini pekiştirmiş.
Bir süre sonra şehirde huzursuzluklar meydana gelmiş.Dönem gereği yoksullar zenginleri sevmiyorken şimdi yoksullar yoksulları, zenginler de zenginleri sevmemeye başlamış.Zenginler kendi aralarında "kim daha güçlü" yarışına girmişken yoksullar ise "kimin daha çok zengin tanıdığı var" yarışına girmeye başlamışlar.Sebebiyse çok geçmeden anlaşılmış...Kral tüm halkına yakında tahtı bırakacağını ve zenginlerden bir tane yoksullardan da bir tane kral adayı seçip onları halkına sunacağını belirtmiş.Halk ise çağın hiçte gereği olmayan bir şekilde oy kullanarak kralın seçtiği bu iki adamdan birini seçecekmiş.Kralın seçim günü yaklaştıkça zenginlerin ve yoksulların kendi içlerindeki çatışmalar ölümlerle sonuçlanmaya başlamış,krallık için lobicilik yapmaya çalışan yoksullar birbirlerinin ayağını kaydırmak için yarışırken zenginler ise kimi nasıl satın alacakları konusunda anlaşmazlıklara düşüp,ikili oynayanlar yüzünden rüşvet fiyatlarının yükselmesiyle çözüme ulaşamadan birbirlerini öldürmek için yoksul insanlar tutmaya başlamışlar.Zaman ilerledikçe kral seçim yapmakta güçlük çektiğini ve biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu söylemeye başlamış sonra biraz daha sonra biraz daha ve biraz daha...
Zengin oğlu zenginler ile yoksul oğlu yoksulların canlarını ve mallarını kaybettikleri bu bitmez mücadele sonunda kalanlar sadece yoksullar olmuş.Kral bu olaylar yaşanmadan önce taht vaadettiği yoksulu yanına çağırıp tebrik etmiş ve bunu nasıl başardığını sormuş.Yoksul "siz benden sizin gücünüze erişecek hiçbir insanın bu ülkede var olmamasını istediniz beni ise bunu yapmam karşılığında bu ülkeye sizden sonra gelebilecek tek güç olmakla ödüllendireceğinizi söylediniz.Sözünüze güvendim çünkü büyük annem sizin de bir kraldan söz alarak tahta geldiğinizi söylemişti.Ülkenizin iyiliğini istiyormuş gibi halklara oy kullanacaklarını söylediniz onları "gerçekten iyi " olduğunuza ikna ettiniz.Bana ise yapacak çok şey kalmamıştı sadece yoksullara önce zenginliğin nasıl bir şey olduğunu anlattım arkasından ise sizin bu fırsatınızın onların zenginlere karşı kazanacakları bir zafer olarak görmelerini sağladım.Yani onlar aslında "iyi" bir şey yapacaklarını sandılar.Zenginlere ise sonsuzluğu vaadettim, onların parası vardı ama güç istiyorlardı yoksullardan daha fazla hırslıydılar çünkü en yakın onlardı.En azından öyle zannetmelerini sağladım.Sonuç olarak zenginler zenginleri yoksullar yoksulları ve yoksullar para karşılığı zenginleri öldürdü ve herkes yoksul kaldı.Hem mutlu olmak hem zengin olmak isteyenlerin hayalleri, onların "eski dost düşman olmaz" ve "düşmanımın düşmanı dostumdur" sözlerini bulmalarıyla son buldu".Aynı onların hayatları gibi çelişkili bir ifadeyle: "dostumun dostu eski düşmanımdır"

4 Kasım 2011 Cuma

Resmi Dil Yarası

"Aynı dili konuşmak" önemli bir koşuldur iletişimin sağlığı açısından.Eğer mesaj kaynağından kodlandıktan sonra hedefe gönderilip uygun kod açımı yapıl....şeklinde devam etmicem tabiki.Teknik açıdan açıklaması bu şekilde devam etmesi gerekse de ben daha çok insanın konuşmadan aynı dili konuşmasını kastediyorum.Görebilirsiniz bu çevrenizde hani o ilk görüşte değerlendirme dediğimiz aşamada.Konuşabileceğiniz ve konuşamayacağınız insanlar vardır aslında etrafınızda.Görürsünüz ama bir şey diyemezsiniz çünkü anlamaz o sizin dediğinizi ya da onun size diyeceğini anlamamaktan çekinirsiniz.
Sosyal çevre öyle kötü bir şeydir ki sosyal olmanız için konuşmanız gerekirken sus pus olursunuz ya olanı da kaybedersem diye.
İmkansızlıkları çıkartır ortaya bu düşünceler.Hani hep o tutan fakir-zengin aşkları buradan çıkmaz mı zaten.Statünün dile yani sosyal çevreye olan etkisinden.Dil bilmediğiniz için giremediğiniz işler değil mekanlar vardır mesela.Ya da eğitim seviyesinin sizden aşağıda olduğunu bildiğiniz birine bir şey anlatırken hissettiğiniz o acaba boşuna mı konuşuyorum durumu vardır yüzünüzde ki her mimikte.Sanayide arabanızın derdini anlamaya çalışan ustanın karşısında çaresiz bırakır bazen dilsizlik sizi.O kadar kitap okumuşsunuzdur o kadar film izlemiş bir sürü eğitim sertifikanız yüksek notlu diplomalarınız olmuştur, zaman zaman toplumun üst kesiminden kişilerle ahbap oluyor, alt kesimin ne yaşadığını iphone nunuzun ekranına düşen haberlerden görüyorsunuzdur ama o an geldiğinde yani tüm bunların işe yaramaz bir şey gibi bir kenara itilip,tamirhanedeki ustayla başbaşa kaldığınızda "ustam nedir benim külüstürün sorunu" diyemiyorsanız o an kaç dil bildğinizin hangi okuldan mezun olduğunuzun ya da cv nizde kaç yüksek statülü kişinin referansı olduğunun bir önemi yoktur.Kurabileceğiniz en basit cümlelerle her insanla iletişim kurabilmektir resmi dil.Farklı alanların farklı terimlerini bilmek değildir aynı dili konuşabilmek. Aynı sözcükleri farklı yerlerde farklı insanlarla konuşabilmektir.Sosyalleşmek seni sen yapan çevrede yaşamak değil,her çevrede sen gibi yaşayabilmektir.Aynı dili konuşabilmek dileğiyle...