23 Eylül 2010 Perşembe

Telaş of the İlk gün

Günler çabucak geçip uçak günü geldiğinde havaalanından dramatik bi vedalaşmayla kendimi uçakta buluverdim,ilk kez uçağa bineceğim için heycanlıydım tabiki,uçak kalkarken istanbul'u yukardan izlemek unutulmıyacak anlar arasındaydı benim için geri kalanı sıkıcıydı diyebilirim sadece altta bembeyaz bulutların oluşturduğu bi fon uçağın hareket ettiğine dair hiçbir fiziksel işaret yok öyle geçen 3 saatin ardından önce letonya'nın başkenti riga'ya indik kısa bi "bavulum nerde yaaaa?"telaşından sonra kendimizi o danik airbaltic uçağında bulduk,dandik dememdeki sebep küçük bir uçak oluşu uçaktan çok şehir içi minibüsleri andırması -hani havada durma kabiliyeti olsa yoldanda alacak bikaç kişi- öndeki 3 koltuğun bussiness oluşu ve hosteslerin sadece onlara gülümsemesi bu kısa uçusun akılda kalan anlarıydı benim için.Tallinne indiğimizde hava bir anda soğumuştu bizim için(geldiğimizde türkiye ort 35 derece iken tallinn 15 civarıydı)Tutorlarımız bizi karşıladıktan sonra Karu 17 diye bilinen(sonradan anlamının "ayılar" olduğunu öğrenerek bunlar bize nedemek istiyo yani yaa!!! tepkisini vereceğim)tallinn universitesine bağlı öğrenci yurduna geldik,bina sovyetlerden kalma bi binaya benziyo bu arada, odamızı öğrendikten sonra rol verseler en kral korku filminde yer alacak bi asansörle "saadet yuvamıza" çıktık,oda 2 kişilik ve ferahtı benim için gayet olumlu bi gelişme oldu bu böle eski bi binadan bukadar güzel bi oda beklemiodum doğrusu :).Sonra biraz yiyecek bişiler alalım diye dışarı çıktığımızda saatin 9 olduğu için alışveriş merkezlerinin kapandığını görmek benim için hayalkırıklığıydı "demekki avrupalı evden işe sonra eve sonra eğlenmeye sonra yine eve gidiyo" diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım,Baltık ülkerinin burgerking ve mcdonalds'ı alt eden burgercisi hesburgede bi menü ile akşam yemeğini tatlıya bağlayıp yurda dönmemiz bizim için ilk günün bittiğinin habercisiydi artık eşyaları yerleştirip dinlenmeye çekilme vaktiydi...Hemen ilk gün öğrendiğim başka bişey ise yaya geçitlerinin ve trafik ışıklarının arabalar geçsin diye yapılmadığı oldu Türkiyede yaya geçitini sadece trafik lambalarından ibaret sanardım ama burda gerçek anlamdaki yaya geçitinden geçerken tır bile gelse duruyo ve önceliği yayala veriyo,İnsanlarda kendi trafik lambalarına uyuyo bazen çok sıkıcı olsada bu kuralı çok sevdim ben burda,türkiyede denersem araba çarpacağnın bilincindeyim ama hala bu önemli bişi:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder