Bu adam şehrin merkezinde büyük bir kapalı otoparkın sahibiydi,önceleri galericilik yapmasının ve işlerin nasıl yürüdüğünü bilmesinin avantajını iyi kullanıyordu,Arabayı isteyen genç adam ise önerdiği fiyatın iki katının istendiğini duyduğunda pembe rüyası puf olmuştu."Nasıl olur?" diye düşünmeden edemedi kendisi uzun araştırmalar yaparak böyle bir teklif yapmıştı fakat,karşısındaki adamın bu genç adamın vereceği arabanın fiyatını çok düşük tutması işleri karıştırmıştı oysa aracın gerçek fiyatı 3 aşağı 5 yukarı kendisinin tahmin ettiği civardaydı.Patron adam iki araçtanda nasıl kar elde ederim ve zenginliğime zenginlik katarım diye düşünürken genç adam mantıklı açıklamalar yaparak aracın fiyatının o kadar düşük olmadığını kabul ettirmeye çalışıyordu en sonunda patron adamdan daha yüksek bir bilgiye sahip olduğunu da kanıtladı ama bu sadece zaman kaybı oldu onun için.Çünkü hala patron karşıdaki adamdı ve onun sözü geçerliydi.
Sonuç olarak genç adam "buldum" dediği arabayı alamadı ve her türlü numarayı çeviren patron adam ağına düşürecek başka birini beklemeye koyuldu.Genç adam sinirliydi nasıl olur da patrona gerçeği göstermesine rağmen,inatla öyle olmadığını savunabiliyordu bu paragöz adam.Anladı ki arabadan anlasa da anlamasa da bi adamda para çoksa o adamın sözü bişekilde geçiyor.Bilgi para etmiyor ve paranın karşısında çaresiz kalıyor.Para gücü hep bir yumruğun içinde sabit tutup yeri geldiğin sağlam bir şekilde masaya yumruk indirebilirken,bilgi sadece teselli ikramiyesi oluyor bilge için.Anladı ki para sahibi gözüyle seni ezebilirken,bilgi sahibi aklıyla paranın oluşturduğu suni gücü yenemiyor.Sistemin büyük çarkları büyükleri daima büyütürken,küçükleri de sonu belirsiz bir karanlığa yolluyor.Bilgi para etmiyor,paranın satın alamayacağı şeyler arasında yer bulamıyor kendine.
Gerçi paranın satın alamayacağı şeyler arasına girenlerinde o ünvanlarını para vererek koruduğundan şüpheleniorum ama neyse hadi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder